Borçlu şirket alacağımızı ödememektedir. Ne yapabilirim?
Borçlu şirket tüm uğraşılara rağmen alacağınızı ödemiyorsa son bir ihtarda bulunarak alacağınızın ödenmesi için 10-15 günlük bir ödeme süresi tanıyabilirsiniz. Bu şekilde yapılan ihtar ile borçluyu temerrüte düşürmüş olursunuz. İhtarnamenın yazılı (ispatlama açısından) olarak tebliğ edilmesine dikkat ediniz.
Temmerüte düşen borçlu ihtarname sonrası tüm yasal takip harcamalarından sorumlu olur. Böylece yapacağınız yasal takip maraflarını ve alacağınızı faiziyle birlikte borçludan talep edebilirsiniz.
Tahsilat işlemleri nedir ve ne şekilde işler?
Genel olarak borçluya ihtar yazısı göndererek borçluyu ihtar ederek işlemlere başlamaktayız. İhtar yazımızda müvekkil tarafınca bize ödenen avukat giderlerini ve faizleri ana borcun üzerine ilave ederek tüm alacağınızı ihtar etmekteyiz. Borçluya son bir zaman tanıyarak borcun ödenmesi ve verilen süre içerisinde ödeme gerçekleşmediği taktirde yasal işlemlerin başlatılacağı konusunda uyarmaktayız.
Bu ikazımız sonrası işlemler borçlunun tutumuna göre değişmektedir.
İlamsız takip usulü
Türkiye’de de olduğu gibi Alman Hukukunda alacakların tahsili için yargıya başvurulabilir. İlamsız takibe benzer ve düşük maliyet nedeniyle bir çok ihtilafta tercih edilen Mahnverfahren (ilamsız takip usulü) ile alacaklar icra edilebilir.
Eğer ödeme emrine borçlu itirazda bulunmazsa (iki hafta içerisinde) icra emri (Vollstreckungsbescheid) çıkartılır. İcra emri ile icra yolu açıktır. Fakat borçlu iki hafta içerisinde icra emrine itiraz ederek konuyu resen mahkemeye taşıyabilir.
Böyle bir itiraz durumunda icra emri, yapılan itiraza rağmen, geçici hükmünü korur ve alacaklı icraya devam edilebilir. Mahkemeye taşınan konu hükme bağlanıncaya kadar takip edilen icra geçerli sayılır. Verilen mahkeme kararı ile dava sonuçlanır. Tüm bu prosedürü Türkiye`de tanınan ilamsız takip ve ödeme emri ile karşılaştırabiliriz.
Ancak haksız yere borca itiraz veya inkar tazminatı Alman hukukunda yer almamaktadır. Bu nedenle borçlunun itiraz edeceği düşünülüyorsa, ilamsız takip zaman kaybına yol açmaktadır. Yukarıda belirtildiği gibi borçlu hem ödeme emrine (iki hafta içerisinde) hem de icra emrine (tekrar iki hafta içerisinde) itirazda bulunabilir. Tebligat için gecen süreleri de göz önüne alacak olursak, borçluya yaklaşık 6 -8 hafta zaman tanınmış olur.
Mahkemede dava usulü
Diğer bir seçenek ise dolaysız şekilde ilamlı takip için mahkemeye başvurmaktır. Özellikle borçlunun itirazda bulunacağı düşünülüyorsa, doğrudan mahkemeye başvurmak – zaman ve masraflar açışından – daha avantajlıdır.
Alacakların tahsilinde takip edilecek diğer bir yol ise, avukat aracılığı (Türkiye’de yaygın olan noter aracılığı gerekmemektedir) ile ihtarname çekmek ve borçluyu ödeme konusunda ihtar etmektir. Avukattan gelen ihtarname karşısında birçok borçlu direnişten vazgeçerek ödemeyi gerçekleştirmektedirler. Avukata başvurmadan önce borçlunun temerrüde düşmesi durumunda alacaklı avukat masraflarını borçludan talep edebilir. Diğer bir değişle, avukat masrafları gecikme tazminatı olarak tanınmaktadır. Böylelikle temerrüde düşen borçludan alacaklarla birlikte avukat masraflarını da talep edebilirsiniz. İhtarnameye rağmen alacakların ödenmemesi durumunda yukarıda belirtilen yollarla yargıya (ilamlı veya ilamsız takip) başvurulması gerekmektedir.
Ticari alacaklar ve tahsilat konusunda sunduğumuz hizmetler:
Dava öncesi hizmetler:
- İhtarname (yasal ihtar işlemleri)
- Borçlu / mükellef hakkında araştırma (banka hesap bilgileri, rating raporu, finansal analiz v.s.)
- Arabuluculuk (mediasyon) ve uzlaşma
- Borçluyla irtibata geçerek ana dilinde iletişim
- Alacağınız hakkında hukuki değerlendirme
Yargıya intikal (dava aşamasında sunulan hizmetler):
- İlamsız takip (adliye aracılığı ile ödeme emri)
- Borçluya karşı yetkili mahkemede dava açarak dava sürecini başlatmak
- İcra ve haciz işlemleri (yediemin)
- Alacağınız tahsili ve müvekkile aktarılması